Türkiye’nin Kahramankazan ilçesinde yer alan savunma sanayimizin göz bebeği Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ) tesisine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Bu menfur saldırıda şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, iki terörist tarafından gerçekleştirilen bu alçak saldırıda beş kahramanımız şehit olmuş, 19 kişi yaralanmıştır. Teröristler yüksek miktarda patlayıcılarla tesislere sızmış, güvenlik güçlerimizin başarılı müdahalesi sonucu teröristler kendilerini patlatmıştır.   Bu yaşananlar, Türk milletinin terörle yaşamayı asla kabul etmeyeceğini bir kez daha göstermektedir. Biz Türkler, atalarımızın öğrettiği gibi, “Tanrı bize Türk adını verdi ve bizi yeryüzüne hakan kıldı!” diyerek hiçbir şekilde terörle uzlaşmayız, asla boyun eğmeyiz.   Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanımız, saygıdeğer Türkmenbeyi Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı “örgüte silah bırakma talimatı verip terörün bittiğini ilan etsin” çağrısı, geçen haftaki grup toplantısında gündeme gelmişti. Sayın Bahçeli, bu hafta yaptığı açıklamalarla, “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” diyerek meseleyi daha ileri bir aşamaya taşımıştı.   Bu açıklamalar ve MHP’nin siyasi manevraları, PKK içerisinde bir çözülmenin başladığını gösteriyor. Terör örgütü içindeki hainler arasındaki patronluk savaşı, TUSAŞ’a yönelik bu saldırıyla su yüzüne çıktı. Devlet Bahçeli’nin siyasi manevrası, terör örgütünün daha büyük ve sinsi planlarını bozmuş, aceleyle harekete geçen hainler en zayıf halkayı hedef almıştır.   Bu noktada, PKK’nın dağdaki korkak liderlerinden Cemil Bayık ile örgütün diğer elebaşıları arasında açık bir ayrışma yaşandığı görülüyor. Cemil Bayık’ın “Silahlı güçlerin çekilip çekilmeyeceğine biz karar veririz, Apo karar veremez” şeklindeki açıklaması, PKK’nın içindeki güç mücadelesini gözler önüne seriyor.   Ben, İbrahim Murat Gündüz olarak, şahsen bu korkaklarla yüzleşmek isterdim. Dağlarda fare gibi yaşayan bu hainler, bizim adımızdan bile korkarlar. Biz ülkücüler olarak her zaman devletimizin ve milletimizin emrindeyiz. Türk devleti, bize görev verdiğinde canımız pahasına mücadele etmeye hazırız. Allah’tan tek dileğimiz budur. Kendi adıma ise, Cemil Bayık denen hainin cesareti varsa, eteğini çıkarıp benimle bire bir hesaplaşmaya çıkmasını isterim. Ancak bu korkaklar dağlarda saklanmaktan öteye gidemezler. Sonuç olarak, biz ülkücüler, devletin her kademesinde göreve hazırız. Terörle mücadele, Türk milletinin bekası için en önemli vazifedir ve bu uğurda ne gerekiyorsa yapacağız. Türk milletinin gücünü ve kararlılığını hiçbir hain plan bozamayacaktır. Allah Türk milletini korusun, devletimize zeval vermesin. Biz Türkler, atalarımızın öğrettiği gibi, “Tanrı bize Türk adını verdi ve bizi yeryüzüne hakan kıldı!” diyerek hiçbir şekilde terörle uzlaşmayız, asla boyun eğmeyiz. ibrahim Murat Gündüz