Siyasi partilerimizin sosyolojik ve fikri temellerini kabaca bir tasnife tabi tuttuğumuzda, 200 yıl öncesine kadar giden "YENİLİKÇİLİK-GELENEKÇİLİK" ekseni ve geriliminden beslenmekte oldukları görülecektir.
Türkiye, bütün enerjisini tüketen ve bizi vasatlığa mahkum ettiren bu gerilimi asla ve kat'a daha fazla devam ettiremez...
Bu anlamda enerjimizi tüketen gerilimlerden kurtulmak için, tarihi bir uzlaşmayı ortaya çıkarmak hepimizin milli ve insani görevidir.
Bu tarihi uzlaşmadan yeni bir toplumsal sözleşme ve barış, siyasal tasarım ve yeni bir medeniyet projesi üretecek fikri çalışmalara öncülük etmek; siyasi veya farklı aidiyetlerine bakılmaksızın başta aydınlarımız olmak üzere ülke meselelerine kafa yoran, gelecek kaygısı taşıyan bütün toplum kesimlerine düşmektedir...
Üzerinde biraz düşünüldüğünde anlaşılacağı üzere, yerine getirilmesini temenni ettiğimiz bu görev, mevcutta savunduğumuz veya parçası olduğumuz siyasi aidiyetlerden veya korumaya çalıştığımız konjoktürel statü ve menfaatlerden çok daha önemli ve anlamlıdır...
Bu sebeple diyoruz ki, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın ! 86 milyonluk TÜRKİYE tarihi mirası, ortak beşeri zenginliği ve organizasyon kapasitesiyle, zamanın ruhuna uygun olarak AKIL, BİLİM, HUKUK ve DEMOKRASİ kriterleri doğrultusunda ve yeni bir medeniyet hedefiyle yeni bir siyasal tasarımı ve çözümü üretecektir...
Türk'ün yeni TÖRESİ,
Demokratik Hukuk Devletidir.
Demokratik Değişim Hareketi