İşçilerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. “ÜYE YAPMAK AİDAT KESMEK DEĞİL! ÜYELERİ İÇİN EKONOMİK VE SOSYAL REFAHI İÇİN MÜCADELE VERMEKTİR!”
Kendisi için istemediğini işçi için istemek ve bu uğurda mücadeleden zerre taviz vermeden hak ve adaletten ayrılmadan doğru, dürüst ve ilkeli bir sendikacılık yapmak, üyeleri için ve topluma karşı en önemli görevidir.
Sendikacılarda bu toplumun içerisindeki işçilerin arasından çıkıyor. Sendika temsil makamında olan yöneticiler hak ve emek mücadelesinde, ekonomik sosyal açıdan üyelerinin refaha kavuşması için ve insana yaraşır bir çalışma hayatı ve adil bir gelir dağılımı sağlanana kadar işçinin her daim yanında olmalı, gece-gündüz demeden hak bildiği yolda, söylediklerinin arkasında durmalı ve zaman içerisinde söylemlerinde farklılık göstermemelidir.
Sendika, işveren ile toplu iş sözleşmesi sürecinde pasif kaldığı yerde, üyeleri tarafından ağır eleştirileceğini bilmeli, yapılan telkinleri kendisine hakaret olarak değil yol gösterici olarak dikkate almalı ve bu şekilde değerlendirmelidir. Beklentilerin sonuca ulaşması için omurgalı duruş sergilemeli.
Unutmamalı ki sendika; üye işçilerin sosyal hak çıkarlarını korumak sorunlarını çözme amacı ile kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan devlet, siyasi parti ve iktidarlardan bağımsız örgütlerdir.
Saygılarımla…
Yeniden MİSK Genel Başkanı
Tuncay ŞAŞ