İnsanoğlu, tarihi boyunca doğruluk ve sapkınlık, iyilik ve kötülük mücadelesi içinde olmuştur. Hak; adalet, doğruluk, insani ve ahlaki değerlerken, Batıl; hakikatten sapan, yanlış ve adaletsiz olandır.
Günümüzde batıl, “hak” gibi gösterilmeye çalışılıyor. Yüce Yaradan, insanoğluna akıl ve vicdan bahşetmiş. Toplum olarak görevimiz bilgi, bilinç ve iradenin gücünün farkındalığıyla hareket etmektir. Batıl ancak akıl ve vicdan bilinciyle idrak edilebilir. Zira hak ve batılı ayıran kriter “Adalettir”. Zulme, sömürüye ve haksızlığa gözler kapalı, kulaklar sağır ise orada adalet yoktur.
Bu bayramda Filistinli kardeşlerimiz, bayramı acı, zulüm ve gözyaşı içinde karşılıyor. Bombaların gölgesinde, ailelerini, sevdiklerini kaybetmenin acısıyla gelen o bayram, bayram değil aksine hüzün ve göz yaşıdır. Bayram demek çocukların sevinç kahkahaları, gülen yüzler, öpülen eller, neşe, huzur, mutluluk kısacası aile ve toplum birliğidir. Bir düşünün, çocuklar, anne babalarını kaybetmiş, aileler yok olmuş, evlerin enkazlarında yine de yaşama tutunmaya çalışan canlarımız... Dünyanın dört bir yanından paylaşılan dayanışma mesajları, kardeşlerimizin yaralarını saracak mı? Tarihi boyunca İsrail’in işgal politikaları, zorla yerinden etmeler, ambargolar, saldırılar ve uluslararası hukukun hiçe sayılmasıyla zulme uğramış Müslüman Kardeşlerimizin göz yaşı ne zaman dinecek?
Uluslararası hukuka aykırı olarak okullar, hastaneler ve ibadethaneler bombalanıyor. Dünya susuyor. Masum çocuklar, kadınlar ve yaşlılar katlediliyor. Dünya susuyor. Kutsal mekânlara girişler engelleniyor, ibadet hakları ihlal ediliyor. Dünya susuyor. BM kararları ve insan hakları sözleşmeleri çiğneniyor. Dünya susuyor. Peki Mazlum Filistin halkı ne yapıyor; bu zulme rağmen Filistin halkı, topraklarını ve kimliklerini koruma mücadelesinden vazgeçmiyor.
Müslüman kardeşlerimize yapılan bu zulüm, sadece onların değil, tüm insanlığın sınavıdır.
Zulme sessiz kalmak, zulmün ortağı olmaktır. Zulme karşı durmak, insanlık adına ancak “iyilik hareketidir”.
Özlem BULUT
Siyasetçi