Sürdürülebilirlik kisvesi adı altında “dijital para, sözde akıllı şehirler, cinsiyetsiz toplum, insan, hayvan, çevre ve iklim sağlığı adı altında gıda ve enerjiye getirilen kısıtlamalar yani iklim kanunu Yüce Allah’ın sistemine müdahaleden ibarettir.
Anayasa değişikliği adı altında; Dünya Sağlık Örgütü‘ne temel hak ve özgürlükleri kısıtlayacak hiçbir maddeye onay vermemelidir.
Birleşmiş Milletler’ in dayatması olan, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, 17 madde yani 2030 ajandası, dünyayı bambaşka bir hale dönüştürecek. Bu 17 maddenin 1.si; yoksulluğa son diyor. Aslında tamamen açlığa götüren bir maddedir çünkü gıdayı yasaklayacaklar, gıda yasaklandığı zaman, bitkisel ürünler yani topraktan gelen her şey kısıtlanmış olacak. 2.si açlığa son diyor. tamamenyoksullaştırma. 3.sü sağlık kalitesi; yaşam boyu aşıları ve ilaçları bağımlı hale getirmek. Temel hak ve özgürlük maddeleri, anayasanın 17, 22 ve 24. maddeleri bunların tamamı değiştirilecek. Büyük Sıfırlama, Great Reset veya Global Reset Dünya Ekonomik Forumu'nun, COVID-19 salgını sonrasında, ekonomiyi sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşa etme önerisidir.
İklim kanunuyla birlikte para ve hapis cezası dayatmalarına maruz kalınacak. Bu kanun 100 yıllık bir kanundur ve telafisi, geri dönüşü yoktur. Kentsel dönüşüm yasası, iklim kanunu, su kanunu anayasal değişikliği, DSÖ’ye yetkiler vermektedir. DSÖ lideri Tedros , Amerika’nın istihbarat ajansında terör listesinde suçlu olarak gözüküyor. Asker ve polis Dünya Sağlık örgütünün alanlarına giremiyor, kimlik soramıyor, mali durumunu sorgulayamıyor. Yapının, İstanbul, Ankara ve Gaziantep şehirlerinde ofisi bulunmaktadır. Uluslararası sağlık uluslararası tüzüğünde yer alan 19. madde: ülkeler kendi sağlık kurallarını, kendi direktifleri ve inisiyatifleri doğrusuna alabiliyor. Bu madde çıkarılıyor. Bu madde çıktığı zaman, sağlık konusunda Bill Gates‘in finanse ettiği “Cern ordusu” söz sahibi oluyor.
Bizim dinimizde, yapımızda, topraklarımızda, vatanımızın hiçbir döneminde ülkemizin hiçbir tarihinde böyle yetkiler verilmemiştir. Böyle kanunlar çıkarılmamıştır. Kanunlar doğayı, ormanları korumak için çıkarılır. Ormanlar bugün katlediliyor. İmara açılıyor, her türlü israf yapılıyor. 7 Ekim saldırısından iki ay sonra yapılan, iklim toplantısına davetli olan İsrail Cumhurbaşkanı’ na Gazze’ye attığı bombaların, yağdırdığı kurşunların karbon izi sorulmuyor. Irak’ta 1.500.000 insanın öldürülmesinin, Doğu Türkistan’da milyonlarca insanın halen zulme uğruyor olmasının, karbon izinden bahsedilmiyor. Bunları dayatanlar, her türlü inisiyatifi, ihtiyacı, keyfiyeti kendilerinde hak görüyorlar.
Türkiye dahil 197 ülke BM’ye bağlı bu kanunları kabul ederse, Allah’ın insanlara verdiği özgürlüğe ipotek koyulacak. Bunlar “Pagan İnancı” na sahip olan insanlardır. Bunların dinle, imanla, insanla, hayvanla, çevreyle alakaları yoktur. Bunlar ritüellere göre yaşar ve uygularlar. Filistin katliamında İsrail Başbakanı, “ritüellerimize uygun” hareket ediyoruz dedi. İklim de ritüel kanunudur. Pagan inancının, Roma kulübünün dayattığı bir kanundur. İklim değişikliği kanununun alt yapısını oluşturan Rockofeller Vakfı’dır. İklim kanunu Dünya Bankası 35 milyar $ vererek fonlamıştır. Karbon yasaklarının uygulanması, sadece hayvan, fosil, yakıt olarak algılamamalı. DSÖ’nün resmi yazısı der ki; “insanın nefesi karbon bırakıyor” . iklim kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçerse tarihin insanlığa olan en büyük ihaneti olacaktır.