Milletimize en kalbi muhabbetlerimi ileterek sözlerime başlamak isterim.
14 Mayıs, ülkemiz için seçim kararı alınmış görülüyor.
Ne yazık ki evinde aç yatan, ayağında çorabı olmayan, kenar mahallelerin çöplüklerinden yiyecek toplayan, dolandırılan, talan edilen, duyguları sömürülen, çocuklarının geleceği kaybolan, soğuktan donan, işçi-emekçi camianın, memurun, polisin, askerin, iş insanlarının, bilim insanlarının, bürokratik camianın kısacası Tüm Türkiye ve Dünya'nın karşısına yeni bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarılamadı!
Sebebi ne olursa olsun, bu milletin karşısına 3 aylık seçim kampanyası gibi kısa bir süre için, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak KOMEDİ olur.
6'lı masa komedisi millete yutturuluyor!
Maalesef bu ülkede Başbakanlık yapmış Davutoğlu'nun, 6'lı masa adayı olacak Cumhurbaşkanı adayının, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra eğer bizi dinlemezse ülkede kriz çıkar, tekrar seçime gideriz türünde talihsiz konuşmalarına hepimiz şahit olduk!
Bir diğer yandan masanın bir diğer üyesi olan DEVA Partisi üyelerinin, anayasadan Türklüğü çıkaralım söylemleri herkesimi çileden çıkarmıştır. Ayrıca Sayın Babacan'ın savunma sanayi hakkında sözleri, içten pazarlıkların dışa vurumudur. Her ne kadar sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etse bile, aklı başında herkes cümleleri net anlamıştır.
Sayın Akşener parti içi disiplinsizlikler ile meşgul ediliyor. Dost acı söyler!
CHP üzerine daha sonra detaylı bir analiz yapacağım.
Bu eleştirilerim, Türkiye'de muhalefet hiç birşey yapmıyor anlamında değildir. Ben bilakis çok daha büyük sorunsalları çözebilirler diye düşünüyorum.
Çok değerli bir şair ve üstad, Sıtkı Caney'in deyimiyle KUŞKULAR ÜLKESİNİN BAŞKENTİNDEYİZ.
Kuşgu, kuşgu, kuşgu.
Ne yapılmaya çalışılıyor anlamış değiliz.
Bu kadar kısa sürede sayın Erdoğan karşısında, sayın masa üyelerimiz seçim alacağını mı düşünüyor?
Ben bu iktidara karşı olduğumu, vurgun-talan-yolsuzluğun en üst seviyede olduğunu her fırsatta, en yüksek sesten dile getiren bir kardeşinizim.
Fakat doğru bildiğimi, yaşadığım ülkeyi kodlarıyla iyi okuduğumu, kendime güvenerek yazıya döküyorum.
Dostlarımız ne yapılması gerektiği konusunda fikirlerimi soruyorlar.
Ne yapmamız lazım konusunu uzun bir yazı dizisi ile konuşacağız elbet.
Fakat ilk yapılması gerekeni şair, dava adamı Osman Yüksel Serdengeçti'nin şu sözleriyle belirtmek istiyorum.
"Bir santim yükselmek için bir metre eğilen başlar, baş olmaktan çıksın.
Baş, yerini ayağa terk etmesin.
Söz ayağa düşmesin.
Dalkavukluğa, riyaya, putlaştırmaya giden bütün yollar kapansın...!"