Türk olmak, sadece bir milletin mensubu olmak değil, bir şuur, bir duruş, bir karakter meselesidir. Bu topraklarda doğmuş her insan, doğuştan Türk olmanın şerefini taşır ama asıl mesele, ona layık olabilmek, gerektiğinde bedel ödeyebilmektir. İşte bu yüzden, her zaman söylediğim gibi: “Budunumu satarsam, Türklüğe su katarsam, ite kemik atarsam, Gök girsin, Kızıl çıksın!” Bu sözler, Türk’ün töresidir. Tarih boyunca bu milletin onurunu, haysiyetini, bağımsızlığını koruyanlar hep aynı şuurla hareket etmiştir. Ama ne yazık ki günümüzde bazıları, kendi menfaatleri uğruna Türklüğün ruhuna ihanet etmeye cüret ediyor. Milletini satan, düşmana yol açan, devlete zarar veren kim varsa, bilsin ki Türk milliyetçilerinin öfkesinden, adaletinden ve iradesinden kaçamayacaktır! ADAMLIK, DURUŞ MESELESİDİR! Birçoğu “adamlık” kavramını yanlış anlıyor. Sanıyorlar ki adam olmak, bir yere yaslanmak, birilerinin gölgesinde yürümek, kalabalık içinde kaybolmak demek. Oysa gerçek adamlık, rüzgâra göre yön değiştirmek değil, fırtınaya karşı dik durabilmektir. O yüzden her zaman söylediğim gibi: “Adamlık bir gruba dahil olmak değil, bir duruş sergilemektir!” Türk milliyetçileri için adamlık, menfaate göre şekil değiştirmek değil, omurgalı bir şekilde doğruları savunmaktır. Bugün, geçmişte yol arkadaşlığı yaptığı insanları satanlar, sırf üç kuruşluk çıkar için düşmanla aynı safa girenler, adamlık konusunda söz söylemeye kalkmasın! Adam dediğin, yanlışa yanlış der, doğru bildiği yolda yürür, bedel ödemekten korkmaz! HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN, ONURUNU KAYBEDER! Türk milleti, tarih boyunca adaletin timsali olmuştur. Devlet töremiz, zulmü hoş görmeyi, haksızlığa susmayı asla kabul etmez. Bugün ise, haksızlık karşısında suspus olanların sayısı giderek artıyor. İşlerine gelmediğinde görmezden gelenler, çıkarı sarsıldığında susturulanlar, makam uğruna şerefini ayaklar altına alanlar her geçen gün çoğalıyor. Benim için mesele nettir: “Haksızlık karşısında susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz!” Adaletin terazisini bozanların karşısında durmayan, sessiz kalan herkes aynı suça ortaktır. Bugün haksızlık yapanı alkışlayanlar, yarın zulmü kendi kapılarında bulduklarında ağıt yakmaya başlarlar. Ama iş işten geçmiş olur! O yüzden Türk milliyetçileri, her zaman adaletin yanında, haksızlığın karşısında olmalıdır! TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DİMDİK AYAKTA! Zannetmesinler ki bu dava, üç beş çürük insan yüzünden sarsılacak! Türklüğe su katmaya, devletin altını oymaya, milletin birliğini bozmaya çalışanlar bilsinler ki, Türk milliyetçileri dün olduğu gibi bugün de dimdik ayakta! Ve buradan açıkça söylüyorum: Kim ki Türklüğe zarar vermeye çalışır, kim ki Türk’ün adaletini bozmaya kalkar, karşısında bizleri bulur! Bugün burada Gök girsin, Kızıl çıksın! diyerek bir kez daha ant içiyoruz: Ne pahasına olursa olsun, Türklüğe sadakatle bağlı kalacağız, adaletten şaşmayacağız, haksızlığa susmayacağız! Ne Mutlu Türk’üm Diyene!