Son dönemde İsrail’de hazırlanan Nagel Komitesi raporu, Türkiye’nin bölgedeki gücünden duyulan rahatsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Raporda, Tel Aviv yönetiminin Türkiye ile “olası bir savaşa” hazır olması gerektiği vurgulanıyor.
Bu, aslında bir korkunun itirafıdır. Siyonistlerin Türkiye’nin yükselişini engellemek için farklı planlar yapması, bizim doğru yolda olduğumuzun göstergesidir.
Bizim tarihimizde, Türk milletinin gücünü sınayan herkes bunun bedelini ağır ödemiştir. Buradan açıkça ifade ediyorum:
“Üzerimize kılıç çekilmedikçe, ülkemize saldırılmadıkça, milletimiz cefa çekmedikçe bizden kimseye zarar gelmez.”
Bu, Türk milletinin tarih boyunca sergilediği adil duruşun bir göstergesidir. Ama unutmamak gerekir ki, kim bu ülkeye göz dikerse karşısında Türk milletinin kararlılığını ve gücünü bulacaktır.
Hakan Fidan’ın YPG’ye Yönelik Sert Mesajı
Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan, YPG terör örgütüne yönelik yaptığı açıklamada, bu işgalci yapının bölge için bir tehdit olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koydu. Sayın Fidan’ın şu sözlerini dikkate almak şarttır:
“Başkasının toprağını işgal etmişsin, petrol yataklarını işgal etmişsin, 80 tane milletle aynı yatağa girmişsin. Bu maskaralığa artık son verilmesi gerekiyor. Benim için, bölge için ve Kürtler için tehditsin.”
Bu sözler, Türk devletinin teröre ve işgale karşı kararlı tutumunun ifadesidir. Bu topraklar üzerinde hain planlar yapanların, bu milletin dirayetini ve sabrını yanlış anlamaması gerekir. Ben de buradan Sayın Bakanımızın sözlerine şu ifadelerle destek veriyorum:
“Konuyorsa dala bölücü leş kargaları, dal kesilsin!
Bölücüler şehre kadar iniyorsa dağdan, yol kesilsin!
Eğer ki askerime kurşun sıkıyorsa, kol kesilsin!
Bu vatana ihanet eden baş ise, baş kesilsin!”
Ahmed El-Şara’nın Cevabı ve Türkiye’nin Bölgesel Liderliği
Yakın zamanda Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Suriye ziyareti sırasında dile getirdiği “Geçiş hükümetine tüm mezhepler dahil edilmeli” sözlerine, Ahmed El-Şara’dan gelen yanıt, Türk diplomasisinin gücünü bir kez daha ortaya koydu. Şara, “Müslüman azınlık, Alman hükümetine dahil edilmeli” diyerek Baerbock’u şaşırtmayı başardı.
Bu genç diplomatın duruşu, Türkiye’nin bölgedeki vizyonunun bir yansımasıdır. Ahmed El-Şara’nın bu cevabını takdirle karşıladım ve dedim ki:
“Şara, ustası Hakan Fidan’dan çok şey öğrenmiş.”
Türkiye’nin Yükselişi
Bugün Türkiye, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli bir aktör haline gelmiştir. Bizim barışa olan bağlılığımız, adalet anlayışımız ve güçlü duruşumuz, dostlarımıza güven, düşmanlarımıza ise korku veriyor. Ancak bilinsin ki, bu milletin sabrını ve gücünü test etmeye çalışan herkes karşısında dimdik duran bir irade bulacaktır.
Bu yolda Türk milletinin her bir ferdi gibi ben de var gücümle çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğim. Çünkü bu vatan bize emanet edildi, bu emaneti korumak bizim en kutsal görevimizdir.
Kalın sağlıcakla
İbrahim Murat Gündüz