Türk Devleti’nin Gücü: Şam’dan Savunma Sanayisine, Küresel Etkimizin İzdüşümü
Türk Devleti, sadece bulunduğu coğrafyada değil, tüm dünyada etkisini her geçen gün daha belirgin hale getiren bir güçtür. Son dönemde, Türkiye’nin savunma sanayiindeki hızlı yükselişi ve bölgesel stratejik adımları, Türk milletinin küresel ölçekteki gücünü pekiştirmektedir. Bu gücün en son örneğini, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ın Şam’a gerçekleştirdiği tarihi ziyaretle bir kez daha gözler önüne serdik. Hakan Fidan, Türkiye sınırından Şam’a kadar olan mesafeyi yalnızca 6 saatte kat ederek, Türk Devleti’nin bölgedeki etkisini net bir şekilde ilan etti. Fidan, “Türkiye’den Şam’a kadar olan bölgeler güvenli ve bizim etkimizde” diyerek, Türk milletinin sınır ötesindeki kararlılığını tüm dünyaya duyurdu.
Bir Türk milliyetçisi olarak, bu sözlerin sadece bölgesel bir güvenlik mesajı vermekten çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Bu açıklamalar, Türk milletinin bir yanda güvenliği sağlamak, diğer yanda da bölgedeki stratejik çıkarlarını korumak noktasındaki kararlılığını simgeliyor. Türk Devleti, artık sadece bölgesel bir güç olmanın ötesine geçiyor; küresel arenada hak ettiği yerini alıyor.
Türkiye’nin savunma sanayiindeki atılımı ise, bu gücün somut göstergelerinden biridir. Özellikle son yıllarda Türkiye, aynı anda 31 savaş gemisi üreterek, dünyada en fazla savaş gemisi üreten ülke konumuna gelmiştir. Bu, Türk milletinin savunma gücünü dünyaya bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu noktada, Türk milletinin lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Ya silahlar gömülecek, ya da silahları tutanlar” sözleriyle ne kadar uyumlu bir gelişim yaşandığını görmekteyiz. Türk Devleti’nin kararlı duruşu, tüm dünyaya güçlü bir mesaj vermektedir.
Kerim Yazıharman olarak, Türk milletinin bu gücünü ve kararlılığını savunmaktan gurur duyuyorum. “Korkuyorsan yapma, yapıyorsan korkma” diyerek, Türk milletinin güçlü duruşunu her fırsatta dile getirecek ve Türk Devleti’nin zaferi için mücadeleye devam edeceğiz. Türkler, her zaman haklıdır, her zaman güçlüdür, her zaman doğru yolda ilerler. Bizim yolumuz, Türk milletinin ve Türk Devleti’nin büyüme yoludur.
Türkler, savaşmaya başlarsa yalnızca kendi topraklarını savunmazlar; aynı zamanda tüm insanlık için adaletin ve barışın temsilcisi olurlar. Kerim Yazıharman olarak, ben de buna inanıyor ve her alanda Türk milletinin kahramanlık geleneğini, Türk’ün vicdanına ses olma geleneğini savunuyorum.
Bir diğer önemli mesele ise Türk milletinin tarihsel haklarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Türklüğü yüceltmek için yaşa, Türk’e kılıç kaldıranın elini kır” şeklindeki söylemi, Türk milletinin kararlılığını ortaya koyan önemli bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk milletine ve Türk Devleti’ne karşı bir tehdit oluşturan her yapı, Türk milliyetçileri tarafından ortadan kaldırılacaktır. Bu, sadece bir söz değil, Türk milletinin tarihindeki her dönemde uyguladığı bir yöntemdir.
Türk milletinin gücü, sadece askeri sahada değil, her alanda hissedilmektedir. Türkiye’nin ekonomik gücü, bölgesel stratejik hamleleri ve savunma sanayisindeki başarıları, Türk Devleti’nin küresel ölçekteki etkisini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Türk milleti, yalnızca Türk topraklarında değil, dünyanın dört bir yanında güçlü bir etki alanı kurmakta, Türk Devleti’nin büyüklüğü tüm dünyaya haykırılmaktadır.
Türk milletinin gücü, kararlılığı ve cesareti, Türk Devleti’nin her geçen gün daha da büyümesine olanak sağlamaktadır. Her adımda, Türk’ün gücünü ve Türk Devleti’nin büyüklüğünü bir kez daha dünyaya göstereceğiz. Bu mücadelede, liderlerimiz ve milliyetçi kadrolarımızla birlikte hep yanlarında olacağız. Türk milletinin geleceği parlak, Türk Devleti’nin yükselişi ise hiç durmayacaktır.
Kerim YAZIHARMAN
Siyaset Bilimci