Her yeni yıl, Türk milletinin tarihindeki kutlu bir başlangıçtır. 2025 yılı ise, yalnızca Türkiye için değil, tüm Türk ve İslam âlemi için bir dönüm noktası olacaktır. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin “Şam fethedildiyse Kudüs’ün de fethi yakındır” sözleri, Türk milletinin bu büyük hedefe olan inancını ve kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Bugün Türk milleti, yalnızca kendi sınırları içinde değil, dünyanın dört bir yanında adaleti tesis etmek ve mazlumların sesi olmak için mücadele etmektedir. Bu büyük dava, yalnızca Türk’ün iradesiyle değil, dost ve kardeş milletlerle olan işbirlikleriyle de güç kazanmaktadır.
Suriye’de Türk Adaleti: Doğu Türkistanlılara Önemli Görevler
Suriye’deki zalim Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin Suriye Savunma Bakanlığı’nda üst düzey görevler alması, Türk milletinin adalet anlayışının bir yansımasıdır. Türk milleti, tarihin her döneminde mazlum soydaşlarına kol kanat germiştir. Bugün Suriye’de verilen bu görevler, Türk töresinin ve birliğinin bir zaferidir.
Doğu Türkistan’dan Kerkük’e kadar tüm Türk coğrafyasında Türk milletinin adaleti hissedilmeye devam edecek. Suriye Türkmenlerine yapılan yardımlar, Azerbaycan’ın gönderdiği destekler ve Türkiye’nin liderliği, Büyük Türk Devleti’nin ayak seslerini güçlendirmektedir.
İsrail’in Korkusu: Türk Nüfuzunun Artışı
Geçtiğimiz günlerde İsrail gazetesi Haaretz, “Suriye Türkiye’nin himayesine girerse İsrail’in eylem özgürlüğü kısıtlanır” başlıklı bir analiz yayımladı. Bu analiz, Türk milletinin bölgedeki etkinliğinin ve gücünün bir itirafıdır. Türk milleti, yalnızca bölgesinde değil, dünya siyasetinde de dengeleri değiştiren bir güç haline gelmiştir.
Bu analiz, Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin “Kudüs’ün fethi yakındır” sözleriyle tam anlamıyla örtüşmektedir. Kudüs, Türk milletinin imanıdır, adaletidir, vicdanıdır. Türk milleti, zalimlerin zulmüne sessiz kalmayacak ve mazlum coğrafyalara huzuru getirmeye devam edecektir.
Türk-Macar İşbirliği: Avrupa’da Türk’ün Gücü
Türk-Macar Kültür Yılı kapsamında imzalanan işbirliği protokolü, Türk milletinin Avrupa’da yeniden yükselişinin önemli bir adımıdır. Macaristan’da asker ve sivil personelin Türkçe öğrenmesi, Türk kültürünün ve töresinin Avrupa’da yeniden hayat bulması anlamına gelmektedir.
Bu yalnızca bir dil eğitimi değildir; bu, Türk’ün vizyonunun ve stratejik gücünün Avrupa’da hissedilmesi demektir. Türk milleti, hem kültürel hem de stratejik alanlarda dünyaya liderlik etmeye devam edecektir.
Pakistan: İki Devlet, Bir Millet
Pakistan Ankara Büyükelçisi’nin “Türkiye ve Pakistan, iki devlet bir millettir” açıklaması, Türk-İslam dünyasının kardeşliğinin güçlü bir göstergesidir. Pakistan’ın, “Eğer Türkiye’ye bir saldırı olursa 16 başlıklı 170 nükleer füze Ankara’nın emrine verilecektir” açıklaması ise bu kardeşliğin ne kadar samimi ve güçlü olduğunu göstermektedir.
Türk milleti, yalnızca kendi topraklarında değil, dost ve kardeş milletlerle birlikte tüm dünyada adaletin savunucusu olmaya devam edecektir.
2025: Türk Dünyası İçin Yeni Bir Çağ
Büyük Türk Dünyası, 2025 yılında gücünü daha fazla hissettirecek. Türk milleti, maziden atiye uzanan yürüyüşünde hiçbir zaman yolundan sapmamıştır. Bugün de bu kutlu yürüyüş devam etmektedir.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi, Şam fethedildiyse Kudüs’ün de fethi yakındır. Bu hedef, yalnızca bir ideal değil, Türk milletinin kararlılığıyla gerçekleştireceği bir gerçektir.
2025 yılı, Türk milletinin ve İslam âleminin birlikteliğiyle zalimlerin kâbusu olacak. Türk milleti, birliği ve kararlılığıyla dünyaya adalet getirmeye devam edecektir.
Unutmayalım: Türk olmak zordur; çünkü ya dünyaya karşı Türk olarak savaşırsın ya da Türklerle savaşırsın. Ancak herkes bilir ki, Türk milletine karşı duranların sonu hüsrandır.
Bu vesileyle, Türk ve İslam âleminin yeni yılını kutluyor, mazlumların yüzünün güldüğü, zalimlerin korktuğu bir yıl diliyorum. Türk milleti var oldukça, bu dünyada adalet var olacaktır.
Kerim Yazıharman
Siyasetçi