13 yılı aşkın süredir devam eden Suriye İç Savaşı, geçtiğimiz günlerde sona erdi. 27 Kasım 2024’te muhaliflerin başlattığı taarruz, Halep, Hama ve Humus’un ele geçirilmesiyle sonuçlandı. Nihayetinde diktatör Beşar Esed, 8 Aralık’ta Rusya’ya kaçtı ve Şam çatışmasız bir şekilde muhaliflerin kontrolüne geçti. Bu süreçte dikkate değer bir gerçek, Türk milletinin sahada ve masada ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermiş olmasıdır. Suriye’de rejimin yıkılmasıyla birlikte başlayan istihbarat savaşı, bizlere Türk devlet geleneğinin köklü ve caydırıcı gücünü hatırlatıyor. Dünyanın dört bir yanından istihbarat teşkilatları, rejimin arşivlerine ulaşmak için yarışırken, sahayı en iyi tanıyan ve üstün bir stratejiyle hareket eden Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT), bu yarışta bir adım öndedir. MİT’in bu başarısı, sadece Türkiye’nin değil, Türk milletinin de zaferidir. Bu başarı, devletimizin istihbarat alanındaki gücünü ve etkinliğini bir kez daha dünyaya ilan etmiştir. Türk Milletine Güvenin Türk milletine hizmet eden her kurum, bu başarının bir parçasıdır. Ancak MİT gibi, sahada çalışan, terörle mücadele eden ve vatanımızın güvenliği için her türlü fedakarlığı yapan bir teşkilatın varlığı, milletimizin geleceği için en büyük güvencedir. Şunu açıkça ifade ediyorum: Hiçbir güç, Türk milletinin azmini ve gücünü aşamaz. Bu noktada, bir isme özellikle dikkat çekmek istiyorum: Eski MİT Başkanı ve şimdiki Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan. Kendisinin vatanseverliği, stratejik zekası ve liderlik vasfı, bu başarıların temel taşlarından biridir. Hakan Fidan gibi liderlerimiz var olduğu sürece, Büyük Türk Devleti’ni uyaracak veya durduracak hiçbir güç yoktur ve olmayacaktır. Suriye’deki Belgeler ve Türk Zaferi Son günlerde sosyal medyada dolaşan görüntülerde, Suriye rejiminin ele geçirilen arşivlerinden bazı belgeler yer aldı. Ancak bu belgeler, arşivin yalnızca küçük bir kısmıdır. Milli İstihbarat Teşkilatımız, bölgedeki tecrübesi ve gücü sayesinde bu arşivlerin önemli bir kısmına el koymayı başarmıştır. Bu, sadece bir istihbarat başarısı değil, aynı zamanda Türk milletinin tarihine altın harflerle yazılacak bir zaferdir. Türk istihbaratı, Suriye’de sadece bilgi toplamakla kalmamış, aynı zamanda terörle mücadelede de etkin rol oynamıştır. Bu başarı, Türk milletinin güvenliği ve huzuru için atılmış çok önemli bir adımdır. Sonuç Olarak Suriye’de yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel bir güç olmanın ötesinde, küresel bir aktör olduğunu bir kez daha göstermiştir. MİT’in başarıları, Türk milletinin ne kadar büyük bir devlet geleneğine sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bizler, bu zaferlerin arkasındaki kahramanlara minnettarız. Türk milleti, her zaman güçlü ve caydırıcı bir devlet olarak kalacaktır. Bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim: Türk milleti, kendi değerlerine ve liderlerine güvenmeli, her zaman bu kutlu yürüyüşe destek olmalıdır. Hakan Fidan gibi liderlerimizin varlığı ve MİT gibi teşkilatlarımızın başarısı, bizlere şunu söyler: Büyük Türk Devleti, hiçbir zaman durdurulamayacak bir güçtür. Yaşasın Türk Milleti, yaşasın Büyük Türk Devleti!   Kerim YAZIHARMAN Siyasetçi