REKLAM ALANI
İbrahim Murat Gündüz
Köşe Yazarı
İbrahim Murat Gündüz
 

Mustafa Kemal Atatürk’ü Saygı ve Özlemle Anıyoruz

10 Kasım 1938’de, Türk milletinin ebediyete uğurladığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anarken, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bu büyük liderin, sadece Türk milletine değil, dünya tarihine kazandırdığı mirası bir kez daha hatırlamamız gerektiğini vurgulamak isterim. Atatürk, kendi vatanı için gerçekleştirdiği kurtuluş mücadelesinin yanı sıra, tüm insanlık için de çağın liderlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu miras, sadece Cumhuriyetimizin temellerini atmakla kalmamış, Türk milletinin ulusal kimliğini, özgürlüğünü ve bağımsızlığını sonsuza kadar yaşatacak bir ruh bırakmıştır.   Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözünü her fırsatta hatırlatmak gerekir. Zira bu cümle, Türk milletinin içinde var olan gücü, milletin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin kaynağını yansıtmaktadır. O, Türk milletine güvenmekte ve Türk milletinin gücünü her zaman yüceltmekteydi. Atatürk, Türk milletine yalnızca savaş meydanlarında değil, her alanda zafer kazandırmanın yolunun, milletiyle birlikte, kendi gücüne inanarak yola çıkmak olduğunun en büyük savunucusuydu.   İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in, Atatürk’ün ölümüne dair söylediği, “Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır” sözleri de, Atatürk’ün dünya çapındaki önemini ve büyüklüğünü bir kez daha kanıtlamaktadır. Atatürk, Türk milletine sahip olduğu bağımsızlık ve özgürlük mirasını armağan etmenin yanı sıra, dünya kamuoyunda da saygı gören, dirayetli bir lider olarak tarihe geçmiştir.   Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını, sadece bir ülkenin ulusal bağımsızlığını savunmanın ötesinde, Türk milletinin kendi kimliğine, kültürüne ve değerlerine sahip çıkmak olarak tanımlamıştı. Anayasamızın 2. maddesinde yer alan “Atatürk milliyetçiliği” kavramını doğru bir şekilde kavrayabilmek için, Atatürk’ün Türk milletine olan bakış açısını anlamak gerekir. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, “Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda tüm çağdaş milletlerle yan yana ve bağımsız bir şekilde yürümek, fakat her şeyden önce Türk milletinin onurunu ve karakterini korumaktır” sözleriyle özetlenebilir. Bu, Türk milletinin tüm çağdaş dünya ile eşit bir şekilde, ancak bağımsız bir kimlik ve özgürlük mücadelesiyle yol alması gerektiğinin en net ifadesidir.   Günümüzde, Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı bu büyük hedefler doğrultusunda, Türk milletini yalnızca politikada değil, her alanda güçlü ve bağımsız kılmak en önemli görevlerimizden biri olmalıdır. Bu anlamda Türk gençliği, Atatürk’ün bize bırakmış olduğu mirasa sahip çıkmak, ona sadık kalarak ülkemizi daha da ileriye taşımak için en önemli rolü üstlenmektedir.   Bu bakımdan, Türk gençliğine hitaben şu sözleri söylemek isterim: “Türk milletinin büyüklüğünü, yalnızca coğrafi sınırlar içinde değil, dünya çapında da her alanda göstermek en asil görevimizdir. Spor, bu alanlardan bir tanesidir. Atatürk’ün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözünden ilham alarak, Türk gençliğinin sporda da zeki, çevik ve ahlaklı bir şekilde yetişmesi gerektiğini vurgulamak isterim. Gençlerimiz, Türk milletinin gücünü, sadece tarih kitaplarında değil, spor salonlarında, sahalarda ve her alanda gösterecek, Türk bayrağını en yükseklerde dalgalandıracak güçtedir.”   Ben de Türkiye Karate Federasyonu’ndaki görevimi, Atatürk’ün belirlediği ideallere uygun olarak yerine getirmekteyim. Gençlerimize, hem fiziksel hem de ruhsal olarak Atatürk’ün düşüncelerine bağlı kalmalarını öğretmek, onları Türk milletinin gücüne ve bağımsızlık ruhuna sahip çıkmaya yönlendirmek en büyük hedefimdir. Gelecekte Türkiye Kick Boks Federasyonu’nda da aynı ideal doğrultusunda çalışmayı arzu ediyorum. Türk milletinin gücünü, karakterini ve bağımsızlığını koruyarak, Türk gençliğini daha aydınlık bir geleceğe hazırlamak, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği en büyük mirasa saygı duruşu olacaktır.   Son olarak, bu topraklarda Türk bayrağını onurla dalgalandıran her bir sporcu, her bir Türk genci, Atatürk’ün izinde yürüyerek sadece Türk milletine değil, tüm dünyaya Türk milletinin gücünü gösterecektir. Atatürk’ün mirası, yalnızca Cumhuriyetin temelleriyle sınırlı kalmaz, Türk milletinin gücünü her alanda hissettiren bir miras olarak sonsuza dek yaşar. Bu yolda ilerlerken, her Türk genci, her Türk insanı, Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak, Türk milletinin onurunu ve bağımsızlığını yüceltmeye devam edecektir.   Atatürk’ün sözleriyle, “Büyük Türk milleti, seninle gurur duyuyoruz ve senin izinde olmaktan onur duyuyoruz!” Bu onuru yaşatmak, her Türk insanının en büyük görevi olmalıdır.
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2024 - Salı

Mustafa Kemal Atatürk’ü Saygı ve Özlemle Anıyoruz

10 Kasım 1938’de, Türk milletinin ebediyete uğurladığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anarken, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bu büyük liderin, sadece Türk milletine değil, dünya tarihine kazandırdığı mirası bir kez daha hatırlamamız gerektiğini vurgulamak isterim. Atatürk, kendi vatanı için gerçekleştirdiği kurtuluş mücadelesinin yanı sıra, tüm insanlık için de çağın liderlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu miras, sadece Cumhuriyetimizin temellerini atmakla kalmamış, Türk milletinin ulusal kimliğini, özgürlüğünü ve bağımsızlığını sonsuza kadar yaşatacak bir ruh bırakmıştır.

 

Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözünü her fırsatta hatırlatmak gerekir. Zira bu cümle, Türk milletinin içinde var olan gücü, milletin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin kaynağını yansıtmaktadır. O, Türk milletine güvenmekte ve Türk milletinin gücünü her zaman yüceltmekteydi. Atatürk, Türk milletine yalnızca savaş meydanlarında değil, her alanda zafer kazandırmanın yolunun, milletiyle birlikte, kendi gücüne inanarak yola çıkmak olduğunun en büyük savunucusuydu.

 

İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in, Atatürk’ün ölümüne dair söylediği, “Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır” sözleri de, Atatürk’ün dünya çapındaki önemini ve büyüklüğünü bir kez daha kanıtlamaktadır. Atatürk, Türk milletine sahip olduğu bağımsızlık ve özgürlük mirasını armağan etmenin yanı sıra, dünya kamuoyunda da saygı gören, dirayetli bir lider olarak tarihe geçmiştir.

 

Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını, sadece bir ülkenin ulusal bağımsızlığını savunmanın ötesinde, Türk milletinin kendi kimliğine, kültürüne ve değerlerine sahip çıkmak olarak tanımlamıştı. Anayasamızın 2. maddesinde yer alan “Atatürk milliyetçiliği” kavramını doğru bir şekilde kavrayabilmek için, Atatürk’ün Türk milletine olan bakış açısını anlamak gerekir. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, “Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda tüm çağdaş milletlerle yan yana ve bağımsız bir şekilde yürümek, fakat her şeyden önce Türk milletinin onurunu ve karakterini korumaktır” sözleriyle özetlenebilir. Bu, Türk milletinin tüm çağdaş dünya ile eşit bir şekilde, ancak bağımsız bir kimlik ve özgürlük mücadelesiyle yol alması gerektiğinin en net ifadesidir.

 

Günümüzde, Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı bu büyük hedefler doğrultusunda, Türk milletini yalnızca politikada değil, her alanda güçlü ve bağımsız kılmak en önemli görevlerimizden biri olmalıdır. Bu anlamda Türk gençliği, Atatürk’ün bize bırakmış olduğu mirasa sahip çıkmak, ona sadık kalarak ülkemizi daha da ileriye taşımak için en önemli rolü üstlenmektedir.

 

Bu bakımdan, Türk gençliğine hitaben şu sözleri söylemek isterim: “Türk milletinin büyüklüğünü, yalnızca coğrafi sınırlar içinde değil, dünya çapında da her alanda göstermek en asil görevimizdir. Spor, bu alanlardan bir tanesidir. Atatürk’ün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözünden ilham alarak, Türk gençliğinin sporda da zeki, çevik ve ahlaklı bir şekilde yetişmesi gerektiğini vurgulamak isterim. Gençlerimiz, Türk milletinin gücünü, sadece tarih kitaplarında değil, spor salonlarında, sahalarda ve her alanda gösterecek, Türk bayrağını en yükseklerde dalgalandıracak güçtedir.”

 

Ben de Türkiye Karate Federasyonu’ndaki görevimi, Atatürk’ün belirlediği ideallere uygun olarak yerine getirmekteyim. Gençlerimize, hem fiziksel hem de ruhsal olarak Atatürk’ün düşüncelerine bağlı kalmalarını öğretmek, onları Türk milletinin gücüne ve bağımsızlık ruhuna sahip çıkmaya yönlendirmek en büyük hedefimdir. Gelecekte Türkiye Kick Boks Federasyonu’nda da aynı ideal doğrultusunda çalışmayı arzu ediyorum. Türk milletinin gücünü, karakterini ve bağımsızlığını koruyarak, Türk gençliğini daha aydınlık bir geleceğe hazırlamak, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği en büyük mirasa saygı duruşu olacaktır.

 

Son olarak, bu topraklarda Türk bayrağını onurla dalgalandıran her bir sporcu, her bir Türk genci, Atatürk’ün izinde yürüyerek sadece Türk milletine değil, tüm dünyaya Türk milletinin gücünü gösterecektir. Atatürk’ün mirası, yalnızca Cumhuriyetin temelleriyle sınırlı kalmaz, Türk milletinin gücünü her alanda hissettiren bir miras olarak sonsuza dek yaşar. Bu yolda ilerlerken, her Türk genci, her Türk insanı, Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak, Türk milletinin onurunu ve bağımsızlığını yüceltmeye devam edecektir.

 

Atatürk’ün sözleriyle, “Büyük Türk milleti, seninle gurur duyuyoruz ve senin izinde olmaktan onur duyuyoruz!” Bu onuru yaşatmak, her Türk insanının en büyük görevi olmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.