Son günlerde Türk dünyasında yaşanan olaylar, sadece bir dizi gelişme değil, tarihimizin ve ideallerimizin ete kemiğe bürünmesidir. Bize bu günleri armağan eden atalarımızın mirasını yaşatmak ve Turan hayalini gerçekleştirmek için her geçen gün daha büyük adımlar atıyoruz. Bu olaylar, özlemini çektiğimiz büyük birliğe yaklaştığımızın en somut göstergesidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan hakkında yaptığı açıklamaların ardından TUSAŞ’a yönelik hain saldırının gelmesi ve bazı belediye başkanlarının terör örgütleriyle bağlantıları nedeniyle görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, Türk devletinin teröre karşı kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu topraklarda teröre ve ihanete asla müsamaha gösterilmeyeceğini herkes bilmelidir. Devletimiz, milletimizin huzur ve güvenliği için her alanda dimdik ayakta duruyor, tüm oyunları bozuyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Kırgızistan ziyareti sırasında Türk töresine uygun olarak at hediye edilmesi ve Manas Nişanı takdim edilmesi, Türk dünyasındaki kardeşliğin ve birliğin kuvvetlenmesinin bir nişanesi oldu. Bizler, aynı kökten, aynı ruhtan gelen milletleriz. Bu jestler, aslında her birimizin yüreğinde yatan o kadim sevdanın dışa vurumu. Türk milleti olarak yüzyıllardır süregelen bu bağı tekrar güçlü bir şekilde hissetmek, bizleri her anlamda daha güçlü kılacaktır.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) 11. Zirvesi’nde dağıtılan “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” temalı madeni paralar da Türk dünyasının gelecekte nasıl bir yolda ilerleyeceğini işaret eden önemli bir adım oldu. TDT bayrağında yer alan Selçuklu Yıldızı, bilgelik ve rehberlik simgesidir. Bu bayrak, Türk devletinin gücünü ve birleştirici yapısını dünyaya duyuruyor. Türk milletlerinin etrafında toplanacağı bu bayrak, bizim tarihimize, kültürümüze ve geleceğimize olan inancımızı temsil ediyor.
Bir diğer önemli gelişme de, 34 harften oluşan ortak Türk alfabesi yönünde atılan adımlar oldu. Dil birliği; kültürel, siyasi ve ekonomik iş birliğini beraberinde getirir. Bugün Türk dünyası, dilde, fikirde ve işte birlik idealini adım adım gerçekleştiriyor. Turan ülküsünün hayalden gerçeğe dönüştüğüne hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bu birlik, yalnızca Türk milletinin değil, tüm insanlığın hayrına olacak yeni bir güç dengesini ortaya çıkaracaktır.
Türkiye’nin, Rusya ve Çin gibi ülkelerle birlikte çok kutuplu bir dünya düzenine katkı sunma çabası da bu süreçteki önemini artırıyor. Batı’nın tek kutuplu sistemine karşı adil bir dünya düzeni için mücadele eden Türkiye, bölgede ve dünyada giderek artan bir etkinlik kazanıyor. Türk dünyasında lider konumumuz daha da güçleniyor, çünkü bu mücadele sadece bizim için değil, insanlık için adalet arayışıdır.
Tarihimizden aldığımız güçle, tüm Türk milletleri olarak yeniden tek bir çatı altında birleşiyoruz. Bizler, geçmişte bu topraklara adalet getiren, mazlumun yanında duran büyük bir milletin evlatlarıyız. Bugün de bu sorumluluğu omuzlarımızda taşıyoruz. Türkiye’nin liderliğinde yükselen bu yeni dönemi görmekten gurur duyuyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz.
Türk milleti, kendi öz değerleri ve kültürü etrafında kenetleniyor. Bizler, atalarımızdan devraldığımız bu mirası yaşatmak, korumak ve yüceltmek için buradayız. Türkiye’nin ve Türk dünyasının bu kutlu yolda, Turan’a giden yolda daha büyük zaferler elde edeceğine inancımız tamdır. Yaşasın Türk milleti, yaşasın Turan!