Tarih bize şunu defalarca gösterdi: En güçlü silah kılıç değil, fikirdir. Biz Türkler, yalnızca savaş meydanlarında değil, düşünce dünyasında da kök salarak bu toprakları koruduk. “En güçlü fikir Türk milliyetçiliğidir” derken kastettiğimiz, bu milletin özgürlük ve bağımsızlık için ortaya koyduğu derin ülküdür. Türk milliyetçiliği, yalnızca bir ideoloji değil; milletimizin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini koruyan en güçlü yapıdır.   Son zamanlarda, Türk milletinin sabrını sınayanlar var. Buradan uyarıyorum: “Yanlış ırkın sabrını sınıyorsunuz.” Unutulmamalıdır ki, Türk milletinin direnci ve sabrı, tarih boyunca nice düşmanı dize getirmiştir. Türk’ün sabrını, azmini hafife alanlar, sonuçlarına katlanmaya hazır olmalıdır. Bu milletin gücünü küçümseyenler, sabrımızın tükenmeye yüz tuttuğunda karşısında bir dağ gibi duran ülkücü iradeyi bulur.   Atalarımız, bu toprakları kanlarıyla, canlarıyla savunmuş; dağ gibi yığdıkları kemiklerle bugünlere ulaşmamızı sağlamıştır. Bilge Kağan’ın dediği gibi: “Ey ölümsüz Türk milleti, kendine dön! Su gibi akıttığın kanına, dağlar gibi yığdığın kemiklerine layık ol!” Bugün bizlere düşen, bu mirasa sahip çıkmak ve milletimizi birlik içinde güçlü tutmaktır.   Ülkücü hareketin bir parçası olarak, vatanımızın güvenliği, milletimizin huzuru için her daim göreve hazırız. “Türkler savaşmaya başlarsa, şeytanı cehennemde esir alır.” Bu bir efsane değil; tarihin şahit olduğu bir gerçektir. Ancak unutulmamalıdır ki, Türk’ün savaşı sadece kılıçla değil, en güçlü silah olan fikirle verilir. Bizim ülkücülüğümüz, Türk milletinin birlik ve beraberliği için canla başla mücadele eden bir fikirdir.   Oğuz’un uykusu derindir, ama bıçak kemiğe dayandığında uyanır. Bu uyarıyı yaparken Türk milletinin birliğini, kardeşliğini koruma görevimiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Düşman ne kadar güçlenirse güçlensin, Türk milletinin yüreğinde taşıdığı milliyetçi ruh, bu millete ve vatana olan bağlılığıyla her türlü tehdidi alt edecek kudrete sahiptir.   Bizler, Türk milletinin özgürlük ve adalet için ödediği bedellere layık olmak zorundayız. Ülkücü hareket, bu ruhu ve bu inancı savunmaya, vatanı korumaya her zaman hazırdır. Türk milleti olarak, fikirle, cesaretle, ve kararlılıkla güçlü kalmaya; bu topraklara layık olmaya yeminliyiz.   İbrahim Murat Gündüz