REKLAM ALANI
Gamze ARSLAN
Köşe Yazarı
Gamze ARSLAN
 

YEDİĞİN = YAŞAMIN

Kendini ilk değiştirmekten nereden başlamalısınız biliyor musunuz? Zamanla giderek sağlıksızlaşan beslenme düzeni de psikolojimizi ciddi oranda etkiliyor hali ile yaşamımızı daha iyi hale getirmek kendimizi bedenen,zihnen iyi hissetmek istiyorsak ilk adım olarak yiyeceklerimizi değiştirmeliyiz. NE YERSEN O'SUN ! Boş bir ruh, telaşlı ve hareketsiz  yaşam, dolu bir mide ile nasıl mutlu olabilirsin? Yenilen, içilen her şeyin insan davranışının ve hissiyatının üzerinde etkisi vardır. Geçmiş zamanda Tasavvuf terbiyesi alacak olan talebeye eğitime başlamadan 40 gün öncesinden başlayarak hayvansal her türlü gıdayı tüketmeleri yasaklanır. Bu durum nefsi ve ruhu kontrol altına alma girişimi olarak yorumlanır. Eğitilecek talebenin bir müddet sebze ile beslenmesi önerilir. Temel neden yenilen, içilen her şeyin insan davranışının ve hissiyatının üzerinde etkili olduğunun bilinmesidir. Sonuçta doğal ürünler alan, sebze ve meyveyle 40 gün beslenen derviş, daha da sakinleşerek mülayim bir hale bürünür. Hayvansal gıdalar ise hareketliliği, şiddeti arttırır. Neden olduğu? Nasıl olduğu? tam olarak bilinmiyor ama bilinen bir gerçek varsa o da yenilip içilenlerin niteliği bir müddet sonra insanda kendini tüm yönleriyle göstermesidir. (BU ÖRNEK MURAT İDİN’İN “DİRİLİŞ TERAPİSİ” KİTABINDAN ALINMIŞTIR.) Her bölgenin  kendine has yöresel  yemek kültürü vardır toplumun yaşam şeklini de bu şekilde algılayabiliriz. Şöyle bir etrafımıza veya kendimize baktığımız da yemeğe mi daha çok vakit ayırıyoruz yoksa manevi olan ruhumuzu iyi beslemeye mi ? Kendimden de örnek verecek olursam yemek yemek benim için çok özel bir an hatta o anı tüm ülkece kutsal bir an  gibi yaşıyor olabiliriz :)  keyifli olunduğunda yemek, stresli olunduğunda yine yemek...  Ben bazen kendimi terbiye etmek için kendimi  daha az yemeye bırakırım kendimi o an sorgulamaya çekerim zihnimin görme yetimin daha açıldığını hissederim o an. Ancak uygunsuz zaman da yeme isteğim geldiyse orada kendimi susturarak irademin bedenimdeki etkisini tespit etmeyi seviyorum o kadar özel varlıklarız ki istediğimiz yöne çekebiliriz kendimizi. SEN YETER Kİ DEĞİŞMEYİ İSTE VE BAŞLA... İnsan olabilmenin belirli zorluklarından bir taneside denge içerisinde yaşamak ve kalmak bu konu beslenme konusunda da önümüze çıkıyor. Çok yemek nefsi büyütür,doyumsuzluğu arttırır ve o zaman ruhsal bozulmalar başlar hayatımızda. İnsan gereğinden fazla beslenirken bir zaman sonra daha hareketsiz bir yaşama bürünecek daha çok mutsuz,karamsar bir ruh haline bürünecek bununla birlikte ağırlaşan bir beden elde edecek  unutmayın ki bedeninde bir yükü vardır bedenini ağırlaştırırsan ruhsal,bedensel sağlık sorunları yaşayacaksın fazla olan herşey hasta olarak yok olur. Her ne kadar farketmesekte nefsimiz o kadar çok herşeyi istiyor aklımıza sokuyor ki bazen onun isteklerine göre hareket edip bedenimizi bizlerin yönetme becerisi olduğunu unutuyoruz. Vücud alması gerektiğini alır atması gerektiğini her koşulda atar ancak bu durumun bizi rahatsız etmemesi içinde ruhtan başlar rahatsızlık vermeye sonra bedene hastalıkla kendini gösterir. Vücudumuz akıllı biz ona istediğini vermekle ve iyi bakmakla mükellefiz. Midemiz beslenme yerimizdir oraya ne koyarsanız oradan düşünceye düşünceden ruha ulaşır. Kalp ve ruh onu yaşamaya başlar. Nereden başlayacağını bilmeyenlere Eti çok tüketen biriysen et miktarlarını azaltıp sebze öğünü ekleyebilir bol su içmek ve açık hava yürüyüşleri ile ufak değişimler yapabilirsin. Bunlardan  bir tanesini bile azalttığında,yaşamına eklediğinde bedenin,zihnin,ruhunun zinde olduğunu hissedeceksin. Ruhunun iyi hissetmesi bedenin iyi hissetmesinden daha değerlidir.Yiyeceğin şeylerin yetiştirilmesine bak özüne bak sen sana iyi gelecek olan herşeyi bilen canlısın :)   Gamze ARSLAN Yaşam Koçu
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2023 - Salı

YEDİĞİN = YAŞAMIN

Kendini ilk değiştirmekten nereden başlamalısınız biliyor musunuz? Zamanla giderek sağlıksızlaşan beslenme düzeni de psikolojimizi ciddi oranda etkiliyor hali ile yaşamımızı daha iyi hale getirmek kendimizi bedenen,zihnen iyi hissetmek istiyorsak ilk adım olarak yiyeceklerimizi değiştirmeliyiz. NE YERSEN O'SUN !

Boş bir ruh, telaşlı ve hareketsiz  yaşam, dolu bir mide ile nasıl mutlu olabilirsin? Yenilen, içilen her şeyin insan davranışının ve hissiyatının üzerinde etkisi vardır. Geçmiş zamanda Tasavvuf terbiyesi alacak olan talebeye eğitime başlamadan 40 gün öncesinden başlayarak hayvansal her türlü gıdayı tüketmeleri yasaklanır. Bu durum nefsi ve ruhu kontrol altına alma girişimi olarak yorumlanır. Eğitilecek talebenin bir müddet sebze ile beslenmesi önerilir. Temel neden yenilen, içilen her şeyin insan davranışının ve hissiyatının üzerinde etkili olduğunun bilinmesidir. Sonuçta doğal ürünler alan, sebze ve meyveyle 40 gün beslenen derviş, daha da sakinleşerek mülayim bir hale bürünür. Hayvansal gıdalar ise hareketliliği, şiddeti arttırır. Neden olduğu? Nasıl olduğu? tam olarak bilinmiyor ama bilinen bir gerçek varsa o da yenilip içilenlerin niteliği bir müddet sonra insanda kendini tüm yönleriyle göstermesidir. (BU ÖRNEK MURAT İDİN’İN “DİRİLİŞ TERAPİSİ” KİTABINDAN ALINMIŞTIR.)
Her bölgenin  kendine has yöresel  yemek kültürü vardır toplumun yaşam şeklini de bu şekilde algılayabiliriz. Şöyle bir etrafımıza veya kendimize baktığımız da yemeğe mi daha çok vakit ayırıyoruz yoksa manevi olan ruhumuzu iyi beslemeye mi ? Kendimden de örnek verecek olursam yemek yemek benim için çok özel bir an hatta o anı tüm ülkece kutsal bir an  gibi yaşıyor olabiliriz :)  keyifli olunduğunda yemek, stresli olunduğunda yine yemek... 
Ben bazen kendimi terbiye etmek için kendimi  daha az yemeye bırakırım kendimi o an sorgulamaya çekerim zihnimin görme yetimin daha açıldığını hissederim o an. Ancak uygunsuz zaman da yeme isteğim geldiyse orada kendimi susturarak irademin bedenimdeki etkisini tespit etmeyi seviyorum o kadar özel varlıklarız ki istediğimiz yöne çekebiliriz kendimizi. SEN YETER Kİ DEĞİŞMEYİ İSTE VE BAŞLA...

İnsan olabilmenin belirli zorluklarından bir taneside denge içerisinde yaşamak ve kalmak bu konu beslenme konusunda da önümüze çıkıyor. Çok yemek nefsi büyütür,doyumsuzluğu arttırır ve o zaman ruhsal bozulmalar başlar hayatımızda. İnsan gereğinden fazla beslenirken bir zaman sonra daha hareketsiz bir yaşama bürünecek daha çok mutsuz,karamsar bir ruh haline bürünecek bununla birlikte ağırlaşan bir beden elde edecek  unutmayın ki bedeninde bir yükü vardır bedenini ağırlaştırırsan ruhsal,bedensel sağlık sorunları yaşayacaksın fazla olan herşey hasta olarak yok olur. Her ne kadar farketmesekte nefsimiz o kadar çok herşeyi istiyor aklımıza sokuyor ki bazen onun isteklerine göre hareket edip bedenimizi bizlerin yönetme becerisi olduğunu unutuyoruz. Vücud alması gerektiğini alır atması gerektiğini her koşulda atar ancak bu durumun bizi rahatsız etmemesi içinde ruhtan başlar rahatsızlık vermeye sonra bedene hastalıkla kendini gösterir. Vücudumuz akıllı biz ona istediğini vermekle ve iyi bakmakla mükellefiz. Midemiz beslenme yerimizdir oraya ne koyarsanız oradan düşünceye düşünceden ruha ulaşır. Kalp ve ruh onu yaşamaya başlar.

Nereden başlayacağını bilmeyenlere
Eti çok tüketen biriysen et miktarlarını azaltıp sebze öğünü ekleyebilir bol su içmek ve açık hava yürüyüşleri ile ufak değişimler yapabilirsin. Bunlardan  bir tanesini bile azalttığında,yaşamına eklediğinde bedenin,zihnin,ruhunun zinde olduğunu hissedeceksin. Ruhunun iyi hissetmesi bedenin iyi hissetmesinden daha değerlidir.Yiyeceğin şeylerin yetiştirilmesine bak özüne bak sen sana iyi gelecek olan herşeyi bilen canlısın :)

 


Gamze ARSLAN
Yaşam Koçu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tarafsizhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.