Yerel seçimler yaklaştıkça ekonomide de “İyileşiyoruz!” nidaları yükselmeye başladı. Ortalama kiraların 20-25 bin Türk Lirası olduğu büyükşehirlerde ne emeklinin ne de orta direğin yüzü gülüyor. Gelir seviyesi yüksek olanlar ise zaten çoktan iyileşmiş halde.
Yazın bedava verilen doğalgazın kışın ne olacağı ekstra merak konusu. Marketlere, pazarlara giren hesap yapmaktan çıkamıyor.
Tüm bunların neticesinde ise televizyonlarda hep benzer haberler, intiharlar, cinayetler…
Daha önce yazdığım köşe yazılarında ülkeyi bekleyen asıl tehlikenin ekonomik problemler değil, ekonomik problemlerin doğurduğu çeteleşmeler olduğunu belirtmiştim. İçişleri Bakanlığının yayınladığı raporlarda belirtilen sayılara göre de ülkede çeteleşmenin ivme kazandığı net şekilde görülüyor.
Bunun en vahim örnekleri Güney Amerika ülkelerinde görülüyor. Her şehrin değil artık neredeyse her mahallenin ayrı bir çetesi bulunuyor. Bu çeteler yeri geldiğinde kolluk kuvvetlerine karşı birlik olarak da illegal para kazanma yollarının kapanmasına karşı topyekûn hareket ediyorlar.
Çok değil herhangi bir gazetenin son bir aylık haberlerine göz attığınız da en az 10 farklı çete ismi görebilirsiniz.
Peki ekonomik sorunların giderilmesi ülke güvenliğinin de çözümü olur mu? Fazlasıyla evet.
Çünkü ülke güvenliğini güçlü ekonomi, ülke geleceğini ise güçlü eğitim sağlar.
Güçlü eğitim mi?
O da şimdilik bu ülkede nadir duyulan şeylerden biri zaten…